12 Mart 2015 Perşembe

KARA KAŞLAR, ONDAN DAHA KARA VİCDANLAR


16 kg
Tarih :11 Mart 2014
Tam 269 günlük yaşam mücadelesinin sonu..

Berkin 16 kg’la veda etti zorluklarla dolu yaşama. Çok direndi, ama gitti. Peki 16 kg’lık bir bedenin ardından tonlarca laf edenler…

Adı ölüm yaşlı genç çocuk haklı haksız her halükarda üzer beni. Hele ki böyle acı bir şekilde anneciğine ekmek almaya çıkmış bir çocuğun ölümü. Ama esas acı olan insan olmayanların ve olayı feci bir ırk din ayrımına dönüştürenlerin kalbinin karalığını görmek oldu benim için. Her ölüm haberinde, şehit haberinde, kendince belirlemiş olduğu farklı gruplara! ait ölüm haberlerinde kalkıp da sosyal medyadan “Berkin’e üzüldüğünüz kadar buna da üzüldünüz mü” yazıları yok mu… İşte sanırım paslanmış, yitip gitmiş duyguların, kara toprakla örtülmüş vicdanların(!) sesi bu. Cevap veriyorum; hepsi için ayrı ayrı üzgünüm. Çünkü ben dil, din, ırk ayrımı yapmadan Mevlana’nın hiçliğinden, Allah’ın kuluna üflediği kendi ruhundan geldiğimi biliyorum ve bu yoldan ayrılmamak için mücadele veriyorum kendi içimde. Verdiğim savaşlar hep bu yüzden… Kendini Osmanlı’nın torunu olarak nitelendiren, ardından bu ayrımı haykırarak gözümüze sokan insanlar Osmanlı’nın 600 küsur yıllık hakimiyetinin birlik ve hoşgörü felsefesinden kaynaklandığını hiç öğrenmemişler galiba. Onlara ayrıca üzülüyorum, bu kadar kayıtsız yaşadıkları ve vicdanı olanları bu kadar kırdıkları için. En çok empati yapması gereken sözde psikolog bir arkadaşın da siyaset uğruna böyle bir yorum yapması en büyük hayal kırıklığımdan biridir bu konuda.

Çok şeyler yazasım var ama özetle Berkin’in ve diğerlerinin yerinde hepimiz olabilirdik. O talihsiz olay o küçücük bedenin başına geldi maalesef. Bundan pay çıkarıp hayata nefretini kusanları anlamak dahi istemiyorum. Kızgınlığım bu acıyı böyle bir nefrete alet etmeleri. Yazacak çok konu var ama bu kızgınlığı ancak yazarak atabilirdim. Ailesine ve hepimize tekrar tekrar başsağlığı diliyorum.


Rahat uyu Berkin…

Her ekmek alışımda seni hatırlayacağım…